ABD deki bir çok vejetaryen derneklerinden
kurucusu Profesör Dr. Alex Hershaft olan "Farm animal reform movement"
adlý derneðin 1980 yýlýnda hazýrlamýþ olduðu bilimsel bir raporu:
Dengeli ve saðlýklý beslenme ile
kalp hastalýklarý, kanser ve diðer öldürücü hastalýklarýn sonucu olan
ölümlerin, önemli bir ölçüde azaldýðý bilinir. Saðlýklý beslenme ayný
zamanda bir çok hastalýðýn verdiði aðrý ve acýlarýn azalmasýna da neden
olur. Ýlaç masraflarý azalýr ve üretkenlik artar. Bu tür bir vejetaryen
beslenmede sebzeler, tahýllar ve meyveler kullanýlýr. Et ve diðer hayvansal
yaðlý besinler ve alkol kullanýlmaz. Rafine karbonhidratlar önerilmez.
Bu tür bir diyetin olmamasý bizim diðer kritik problemlerimizi nasýl
etkiler? Toprak, orman, su, enerji ve diðer yaþamsal kaynaklarýn kayýplarýna
neden olur. Erozyona hatta dünyamýzýn yaþamýnýn tehlikeye girmesine
yol açar.
Toprak:
Hayvan üretimi için 48 eyaletin yüzölçümünün %60'ý kullanýlýyor.
Bir sýðýr üretimi ile 250 kilo et saðlanýr ve bunun için ortalama yýlda
40 dönüm arazi gereklidir. Bunun 36'sý sýðýrýn otlamasý için, 4'ü otlaðý,
sulaðý ve yetiþtirilmesi içindir. Fakat bunu yerine 25 litre hacmindeki
ayný deðerde kalori veren mýsýr için yalnýzca ¼ dönüm toprak gereklidir.
Baþka bir deyiþle 1/160 oranda topraða gereksinimi vardýr.
Hayvan üretmek için tarýma elveriþli topraðý yoðun olarak sömürmemiz
sonucu oluþan, üst tabakadaki humusun erozyona uðramasýndan biz sorumluyuz.
Hayvan üretimi doðanýn büyük bir bölümünün tahrip olmasýna neden olur.
Ormanlarýn satýn alýnýp deðiþik amaçlarla kullanýlmasý, hayvan üretim
çiftlikleri ve yaðmacýlarýn avlanmasý ve zehirlemesi ile doða tahrip
olmaktadýr.
Su:
Hayvan üretimi ve rafine karbonhidratlar için ülke suyunun %75'i kullanýlýyor.
Hayvan üretimi ile bir çok eriyik maddeler oluþur, oksijen ve yararlý
maddeler azalýr, suya çok miktarda toksit maddeler karýþýr. Baþka bir
deyimle hayvan üretimi su kirliliðinin üçte ikisini oluþturur.
Enerji ve Mineraller:
Hayvanlarýn ya da hayvansal yaðlarýn üretimi, iþlenmesi, saklanmasý
ve hazýrlanmasý 17 quad tüketir [soðutma birimi (17x1015 Btu)], Bu,
toplam ülke enerjisinin %20'sidir (odun, ýsý enerjisi dahil).
Hayvan üretimi ve ürünlerinin iþlenmesi ülke genelinde tüketilen fosfat,
potas ve kalayýn %80'inin, alüminyumun %22'sinin ve çelik, bakýr, kurþun
ve kireç taþýnýn %10'unun tüketilmesine neden olur.
Ekonomi:
Hayvan üretiminin tekelleþmesi, otomatik sistemlerde üretil-mesi, binlerce
küçük çiftçinin iþsiz kalmasýna neden olmuþtur.
Hayvan ve rafine karbonhidrat tüketimi aile (2.8 kiþi) baþýna yýllýk
harcama 7.000$ artar. Bunun 2.700$'ý yiyecek için, 1.600$'ý özel alýnan
ilaçlar ve doktor için, 1.000$'ý vergi (devletin týbbi vergisi, beslenme,
çiftlik sübvansiyonu yani devletten alýnan çiftlik yardýmý ve diðer
uygun programlar) 1.300$'ý ev için (kereste, arsa ve diðer þeylerin
artan farklarý için) ve 400$'ý evle ilgili þeyler için (ýsýnma, yakýt
farklarý ve soðutma için)
Hayvan üretimi ve rafine karbonhidratlarýn üretimi ve tüketimi yiyecek
maddesi, ilaçlar, suni gübre vs., petrol, orman ürünleri, paketleme
malzemeleri, üretim çiftliklerindeki makineler ve diðer çeþitli maddelerin
ithaline neden olmaktadýr. Bu yýlda 45 milyar dolarlýk ithalat demektir
ve tarýmsal ürünlerdeki ihracat ile eþ deðerdedir.
Ahlak:
Hayvan üretimi ve rafine karbonhidrat üretiminin ülkenin tahýlýnýn,
baklagiller kaynaklarýnýn %90'ýný tüketir. Oysa tüketilen bu miktar
Asya ve Afrika'da açlýktan ölen 800 milyon insaný kurtarabilir.
Hayvan ürünleri için yýlda 5 milyara yakýn hayvan katledilmekte ve kesilmektedir.
Bu kiþi baþýna 20 hayvan demektir ki bu, laboratuarlarda, kedi, köpek
aðýllarýnda ve doðada öldürülen hayvan sayýsýnýn 25 katýdýr.
Þimdi de vejetaryenliði saðlýk
ve týp açýsýndan biraz inceleyelim.
Birleþik devletlerdeki yýllýk ölüm ortalamalarýnýn %7.7'si kaza, intihar
ve cinayet, %6.8'i solunum yetmezliði ve az rastlanan hastalýklar, %13'ü
diðer ölümcül hastalýklar. Fakat %67.6'sý yani 1.5 milyon Amerikalý
üç çeþit hastalýktan yaþamlarýný kaybetmiþlerdir; kalp hastalýklarý,
kanser ve kalp krizi. Diðer %5.3'ü yani 120 bin kiþi diyete baðlý hastalýklardan
hayatlarýný kaybetmiþlerdir. Özellikle bu hastalýklarla ilgili tek dikkat
edilmesi gereken yiyecek maddesi et ve hayvansal yaðlardýr. Diðer daha
az önem taþýyan maddeler þeker ve rafine karbonhidratlar, tuz ve bazý
katký maddeleridir.
Birincil derecede ölümcül olan kalp hastalýklarýnda yýlda 725.000'a
yakýn Amerikalý ölmektedir. Et yiyenlerdeki risk faktörü vejetaryenlere
göre üç kat daha fazladýr. Özellikle et ve hayvansal gýdalarda bulunan
doymuþ yað ve kollestrol tüketimi, kalbe kan pompalayan atardamarýn
duvarlarýný daraltýp sonunda tümüyle týkanarak kalp krizine neden olur.
Felç denilen hastalýðýn nedeni de beyni besleyen atardamarýn týkanarak
kan gönderememesidir ve bu hastalýktan yýlda 190.000 kiþi ölmektedir
Kolon ve göðüs kanseri en kötü öldürücü kanser türleridir. Yýllýk ölüm
adedi 87.000 kiþidir. Kolon kanserinde et yiyenlerdeki risk faktörü
vejetaryenlerinkinden iki kat daha fazla, göðüs kanserinde ise üç kat
daha fazladýr. Burada konu daha karmaþýktýr. Ette arsenik ile birlikte
diðer aðýr metaller, bazý böcek zehirleri, "diethylstilbestrol
(DES) gibi büyüme hormonlarý, kanser dokularý ve virüsleri, "nitrite
ve nitrosamine" ler, "benzo(a)pyrene"ler, "malonaldehyde"
ve "methylcholan-therene gibi bir çok kanserojen madde bulunur.
Buna ek olarak mideye inen et ve hayvansal yað, kalýn barsakta kansere
neden olabilen deoxycholic aside dönüþen safra asitlerinin çok miktarda
salgýlanmasýna neden olur. Göðüs kanseri en çok et yiyen kadýnlarda
görülmektedir ve ayný zamanda erken olgunlaþma ve prolactine hormon
artýþý olmaktadýr.
Et ve hayvansal yað tüketimi bir çok diðer hastalýklarýn oluþ-masýna
da neden olur. Sýkça rastlanan ciðer ve dalak hastalýklarý aþýrý protein
yüklenmesi sonucunda oluþur. Etten gelen eklemlerdeki ürik asit birikimi
gut adý verilen aðrý verici sakatlýklara yol açar. Etin içerdiði yüksek
dozdaki fosfor ve protein kemiklerin kalsiyumunu tüketir, kýrýlmalara
eðilimini arttýrýr ve yaþlýlarda görülen kamburlaþmaya neden olur. Yumuþak
dokularda tekrar kalsiyum depolanmasý mafsal iltihaplarýna, deri kýrýþýklýklarýna
ve kataraktlara neden olur.
Sonuç olarak, ette ve hayvansal yaðda bulunan diðer toksit maddeler
ciddi problemler yaratmaz, ama insan vücudundaki drenci azaltýr, stres
ve diðer ruhsal hastalýklara yakalanmayý artýrýr hatta insaný miskin
yaparlar. Bu maddeler arasýnda tekrar etmek gerekirse þunlar vardýr;
aðýr metaller ve böcek zehirleri, "triþinoz larvasý"nýn da
dahil olduðu pathogenic (hastalýða neden olan) organizmalar, "lactik"
gibi metabolik artýk maddeler, phenolic (fenolik) ve uric asitler, üre,
adrenaline ve creatinine.
Hayvanlardaki 200 hastalýðýn ortalama yarýsý insana bulaþabil-mektedir.
Bundan dolayý satýlan etlerin denetimden geçmesinin yeterli olmasý olasý
deðildir çünkü bu çok uzun ve detaylý bir iþlem gerektirir.
Tüm bu verilerden anlaþýlacaðý gibi vejetaryen beslenme saðlýklý yaþamak
ve ölümcül hastalýklara yakalanma riskini azaltmak açýsýndan çok yararlýdýr.
Bu tür beslenme, yaþlanma prosesini azalttýðý gibi kronik ve diðer hastalýklarýn
yol açtýðý zayýflýðý ve dermansýzlýðý da önler, yüksek enerji verir,
dayanýklýlýðý artýrýr. Bu dayanýklýlýk etkisi bir çok atletik yapýlý
vejetaryenlerde deneyimlenmiþ ve kanýtlanmýþtýr.
Eti savunanlar, beslenme ve saðlýk uzmanlarýnýn bu konularla ilgili
bir düþünce birliðine varamadýklarýný söylemelerine çok sevin-mektedir.
Hiç bir þey gerçekten daha yakýn deðildir. Geçtiðimiz son on yýlda altý
kadar panelde konuyla ilgili uzmanlar eldeki kanýtlarý incelemek, test
etmek için çaðrýlmýþlardý. Çok ilginç ve çarpýcýdýr ki, onlarýn bulgularý,
Birleþik Eyaletler Senatörü George McGoverns'ýn raporundaki beslenme
hedefleriyle ilgili kilit önerilerle benzeþmektedirler. Senatörün seçtiði
"beslenme" ve "insan ihtiyaçlarý" ýndan oluþan komitenin
yazdýðý raporun benzeyen bölümlerinden bir örnek: "meyve, sebze
ve tahýl tüketimini artýrmak ve et ve hayvansal yaðlarý azaltmak."
Daha önemlisi, tersi bir sonucun oluþmasý için en küçük bir delil parçasý
bile oluþamamýþtýr, Örnek: "et ve hayvansal yað tüketimini artýrmak
ve meyve sebze ve tahýl tüketimini azaltmak" gibi. Hatta et endüstrisinin
"ne güzel küçük bir besleyici paket" þeklindeki sloganý fos
çýkmýþtýr. Her ne kadar protein içeriði balýk, peynir, fýstýk ve soya
fasulyesiyle baþa baþ gitse de et, vücudumuza temel enerjiyi veren karbonhidratlar-dan
tümüyle yoksundur ve kemiklerin gereksinimi olan kalsiyumu çok az içerir,
vitamin miktarý da oldukça düþüktür.
Dünya açlýðý:
Dünya üzerinde ortalama 800 milyon insan açlýk çekmektedir. Biz çiftlik
hayvanlarýmýza yeteri kadar tahýl ve bakliyat verdiðimiz zaman bile
geri kalan ürün ile bu aç insanlarýn hayatlarýný kurtarabiliriz. Amerikan
çiftçi dünyasý inatla üçüncü dünya ülkelerine hayvan ürünleri ihraç
etmekle meþguller.
Profesör Dr. Alex Hershaft'ýn etin zararlarýyla ilgili incelemelerinin
bir bölümünü aktarmaya çalýþtým. Dünyanýn dört bir yanýnda bu konuyla
ilgili araþtýrma yapan daha bir çok uzman ve doktor var.
AZ PROTEiN TÜKETiN: Bir yalan yeteri
kadar büyük ve yeteri kadar yüksek sesle söylenirse, kiþiler buna eninde
sonunda inanacaktýr! Yeryüzünde saðlýklý olmak için çok protein tüketilmesi
gerektiði kadar büyük bir yalan söylenmemiþtir! Neden insanlar çok protein
tüketmek eðilimindedir? Bazýlarý daha çok enerjiye sahip olmak için,
bazýlarý dayanýklýlýklarýný arttýrmak için, bazýlarý kemiklerini güçlendirmek
için çok protein gerektiði düþüncesindedirler. Proteinin fazlasý bu
isteklere ters etki yapar.
Bir kimsenin ne kadar proteine ihtiyacý olduðunu araþtýrmaya çalýþalým.
Kiþinin en çok proteine ihtiyacý olduðu zaman nedir? Sanýrým en çok
bebekken proteine ihtiyaç vardýr. Anne sütünün bebeðin ihtiyacý olan
her gýdayý saðladýðý bugün için kabul edilen bir gerçektir. Doðum esnasýnda
protein miktarý anne sütünde %2,38 oranýnda bulunur, altý ay sonra anne
sütündeki protein miktarý %1,2-1,6 arasýnda bir orana düþer. O halde
çok miktarda protein almamýz gerektiði düþüncesi nereden geliyor?
Gerçekte hiç kimse ne kadar protein ihtiyacýmýz olduðunu kesin olarak
bilmiyor. Çeþitli araþtýrmalar farklý rakamlar veriyor. Bunlarýn kesin
olmadýklarýný kendileri de belirtiyor.
Günde 56 gr. protein alýnmasý gerektiðini bildiren Ulusal Bilimler Akademisine
(National Akademy of Sciences), bu rakama nasýl ulaþtýðýný sorduk. Gerçekte
bu rakamýn 30 gr. olduðunu fakat 56 gr. olarak açýkladýklarýný söylediler.
Onlar ayný zamanda fazla alýnan proteinin idrar sistemini aþýrý çalýþtýrdýðýný
ve yorgunluk yarattýðýný söylediler. Buna raðmen neden o kadar çok protein
alýnmasýný önerdikleri sorulduðunda cevap vermediler.
Enerji için ne kadar proteine ihtiyacýmýz vardýr? Vücudumuz enerjiyi
nasýl kullanýr? Enerji için önce meyve þekeri kullanýlýr, bu da sýrasýyla
meyvelerden, sebzelerden ve filizlerden elde edilir. Sonra niþastadan
daha sonra da yaðdan enerji saðlanýr. Enerji için en son kullanýlan
þey proteindir. Proteinin dayanýklýlýk saðladýðý fikri nereden gelmektedir?
Fazla protein vücutta fazla nitrojen oluþmasýna, fazla nitrojen de yorgunluða
yol açar. Vücut yapýcýlar vücutlarýna protein yüklerler, fakat onlarýn
maraton koþma yetenekleri ne durumdadýr? Proteinin kemikleri sertleþtirdiði
iddiasý da yanlýþtýr. Bunun tersi doðrudur. Proteinin çok fazlasý osteoporosisle
(eklem ile ilgili) sürekli iliþkiye geçer. Bu da kemiklerin yumuþamasýna
neden olur. En güçlü kemikler etyemezlere aittir.
Protein saðlamak için et yememenin yüzlerce nedenini sayabilirim. Protein
metabolizmasýnýn yan ürünlerinden bir tanesi de amonyaktýr. Bu durumun
iki önemli sonucunu anlatayým: Birincisi et yüksek oranda ürik asit
içerir. Ürik asit yaþayan hücrelerin ürettiði zararlý ve artýk maddelerden
birisidir. Böbrekler ürik asidi kan dolaþýmýndan alýrlar, mesaneye gönderirler.
Mesaneden de dýþarýya atýlýr. Ürik asit çabuk ve bütünüyle kandan alýnmadýðýndan,
bunlar dokularda birikecek ve gut hastalýðý ya da mesanede taþ oluþmasýna
neden olacaklardýr. Böbreklere ne olduðunu sormayýn; lösemi hastalarýnýn
kanlarýnda genellikle çok miktarda ürik asit bulunmaktadýr. Ortalama
bir et parçasýnda 14 ürik asit bulunur. Vücut bir günde ortalama yalnýzca
8 ürik asidi zararsýz hale getirebilir. Ete tadý veren ürik asittir.
Etten kanýn alýnmasý demek, etin lezzetini azaltmak demektir. Lezzetsiz
bir þey yemek ister misiniz?
Et, çürütücü bakteriler içerir. Kalýn baðýrsak bakterileri, çürütücü
bakterilerdir. Dr. Say Milton Hoffman bu durumu þöyle açýklýyor. "Hayvan
canlý olduðu sürece emici süreç, çürütücü bakterilerin kalýn baðýrsaklardan
hayvanýn içine geçmesine engel olur. Hayvan öldükten sonra osmotik süreç
durduðu için çürütücü bakteriler kolonlardan týrmanarak dýþarý çýkar
ve etin içine yerleþirler. Bu da etin yumuþamasýna neden olur."
Et dinlendikçe yumuþaklýðý, dolayýsýyla çürütücü bakteri miktarý artar.
Diðer uzmanlar da: "Ette gübreyle ayný karakterde bakteriler vardýr
ve bu bakteri sayýsý bazý etlerde taze gübrede olandan daha fazladýr.
Bütün etlere kesim süresinde mikrop bulaþabilir ve bu mikrop sayýsý
depolama süresi arttýkça artar." görüþündedirler. Sizin yemek istediðiniz
þey bu mu?
Burada basitçe et yemezseniz saðlýklý olursunuz ya da et yerseniz saðlýklý
olamazsýnýz demek istenmiyor. Diðer kurallara uymayan et yemezlerden
daha saðlýklý olan, çok sayýda et yiyen kimse vardýr.
"Anthony Robbins"